- HAVA DURUMU:
-
Parçalı Bulutlu
KURBAN ADET Mİ İBADET Mİ ?
Sakarya Haber Köşe Yazarı, İlahiyatçı yazar Şehabeddin Mahir Tuna, Kurban Adet mi, ibadet mi konusunu kaleme aldı.
Sözlükte “boyun eğme, alçak gönüllülük, itaat, kulluk” gibi anlamlarına gelen ibâdet, dinî bir terim olarak insanın Allah’a saygı, sevgi ve itaatini göstermek, O’nun hoşnutluğunu kazanmak niyetiyle ortaya koyduğu belirli tutum ve gerçekleştirdiği davranışlar şeklinde tanımlanmıştır.
Kurban kelimesi ise, kendisiyle Allah’a yaklaşılan şeyi, özel olarak da Allah’a yakınlık sağlamak, yani ibadet amacıyla belli vakitte belirli cinsten hayvanları kesmeyi ve bu amaçla kesilen hayvanı ifade eder.
Bu tanımlamalardan kurban ibadetinin, Allah’a saygı, sevgi ve itaatini göstermek, O’nun hoşnutluğunu kazanmak için ibadet niyetiyle, belli vakitte ve belirli cinsten hayvanlardan kesilerek yerine getirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Görülüyor ki bu niyet ve amaçtan uzak kesilen her hayvanın, kurban günleri haricinde “et” elde etme amacıyla kesilen hayvandan bir farkı yoktur. Özellikle hisseye girerek kesilen kurbanlarda tüm hissedarların, kesilen hayvan üzerinde (ister vacip kurban, ister nafile kurban, ister adak kurbanı, isterse akika kurbanı olsun) ibadet niyeti taşıması şarttır. Bu nedenle hisseye giren vatandaşların hissedarlarını seçerken bu ayrıntıya mümkün mertebe dikkat etmesi ve bu amaç ve niyetten uzak kimselerle bilerek hisseye girmekten kaçınması gerekmektedir.
Yine kurban sahiplerinin mümkün olduğunca hayvanın kesildiği esnada kurbanlarının başında bulunması Peygamberimiz (sav)’in tavsiyelerindendir. Peygamber efendimiz, kızı Hz. Fatıma’ya kurbanı kesilirken: "Kalk, kurbanının yanına git ve onu izle. Onun akıtılan ilk damlasıyla, işlediğin günahların affedilecektir. De ki; "Benim namazım, ibadetim (kurbanım), hayatım ve ölümüm yalnız alemlerin rabbi olan Allah içindir. O'nun ortağı yoktur. Böyle emrolundum ve ben Allah'a teslim olanlardanım" buyurmuştur. Hz. Adem’den Peygamberimiz (sav)’e kadar gelen tüm dinlerde var olan kurban ibadetinin önemi ve hikmetinin anlaşılmasına yönelik birçok ayet ve hadis bulunmakta ve bu ayet ve hadislerde ibadetin yalnız Allah rızası için, gönül hoşluğu, tevazu ve tefekkür içerisinde severek yapılmasının gerektiği bildirilmektedir.
Kurban Etinin Taksimi:
Kurban etinin paylaşımında ise yine Peygamberimiz (sav) usulüne uygun paylaşım dikkate alınmalıdır. Peygamberimiz (sav), kurban etinin üçe taksim edilip, bir bölümünün kurban kesemeyen yoksullara dağıtılmasını, bir bölümünün akraba, tanıdık ve komşularla paylaşılmasını, bir kısmının da evde yenmesini tavsiye etmiştir. Bununla birlikte kurban etinin tamamı da evde bırakılabilir. Özellikle maddi imkanları sınırlı olduğu halde kurban kesen ve yıl içerisinde o kurban etine ailesinin ihtiyacı olan kimselerin, kurban etini dağıtmaktansa çoluk çocuğunun rızkı için saklaması ve ailesine yedirmesi daha faziletlidir. Ayrıca kurban sahiplerinin kurban etinin maddi ve manevi birçok hastalıklara şifa olacağını dikkate alarak maddi imkanları müsait olsa bile etin bir kısmını kendisi ve ailesine ayırması uygundur.
Günümüzde kurban etinin üçte birini ihtiyaç sahiplerine dağıtırken dikkat edilmesi gereken önemli iki ayrıntıya dikkat çekmek istiyorum:
Birincisi Peygamberimiz (sav); “Kendinizin yemediği şeyleri fakirlere de vermeyiniz” buyurmuştur. Bu nedenle dağıtılacak eti sadece hayvanın yağlı ve kemikli yerlerinden seçmemelidir. Unutulmamalıdır ki Allah için verilen sadaka, fakire ulaşmadan evvel Allah’ın eline geçer. Bu nedenle önce Allah’a ulaşacak olan bir şey gerek niyet olarak gerekse eylemsel anlamda en güzel şekilde ve özveri ile hazırlanarak tevazu ve minnet içerisinde sunulmalıdır.
İkinci olarak, bazı yerlerde kurban kesemeyen ihtiyaç sahibinin az olması ve kurban kesenlerin çoğunun bu kimselere hisse göndermesi nedeniyle, ihtiyaç sahipleri, ihtiyacının çok üstünde ve muhafaza edemeyecekleri miktarda ete sahip olmaktadır. Bu durum karşısında bağışlanan etlerinin bir kısmı bozulmakta ve çöpe gitmekte veya verilen etler bozulmasın diye bağış yapanların hoşlanmayacağı şekillerde değerlendirilmeye çalışılmaktadır. Bu nedenle kurban etinin bir kısmını bağışlayacak olanların ihtiyaç sahibinin bu açıdan gözetlemesi, hatta imkânı varsa kendi dondurucularında dağıtacakları eti muhafaza edip birkaç ay sonra ihtiyaç sahiplerine ulaştırması, hem bahsettiğim israf ve yanlış tutumların önüne geçecek hem de sonraki aylarda etsiz kalan o ihtiyaç sahiplerinin evlerine et girmesine vesile olacaktır.
Vekaletle Kurban:
Kurban ibadetiyle ilgili dikkat çeken konulardan biri de vekaletle kurban organizasyonlarıdır. Türkiye Diyanet Vakfı başta olmak üzere çeşitli sivil toplum kuruluşlarının vekaletle kurban organizasyonları düzenleyerek, yurt içinde ve yurt dışında birçok ülkedeki yoksul ve muhtaç insanlara kurban eti ulaştırması, vatandaşlarımızın her geçen gün vekaletle kurban organizasyona ilgisini arttırmıştır. Buna karşın son dönemde ülkemizde yaşanan olumsuz ekonomik gelişmelerin kurban fiyatlarına da yansıması özellikle kurban kesmek isteyip maddi gücü bir hisseye girmeye yeterli olmayan vatandaşlarımızı, uygun fiyatta kurban ve doğru şekilde yapıldığında kardeşliğin bir yansıması olarak belki de daha fazla sevaba imkân sağlayan “vekaletle kurban” organizasyonlarına yönlendirmektedir. Ayrıca kendileri kurban kesen birçok kimse, kendileri, diğer aile fertleri ve ölmüş yakınları adına bu organizasyonlar vesilesiyle kurban bağışında bulunmaktadır. Bu organizasyonlar İslâm birliği ve kardeşliği adına önemli, gerekli ve memnun edici organizasyonlardır.
Vekaletle kurban tercihinde bulunan kimselerin, tercih edilen aracının güvenilirliğine kanaat getirdikten sonra, “aman etiyle kanıyla uğraşacağıma veririm daha iyi” düşüncesinden uzak, ibadet şartlarına uygun bir anlayış içerisinde vekalet vermeye dikkat etmesi, ayrıca kurban bağışı sonrası riya ve gösterişe neden olacak şekilde bağışını dillendirmemesi gerekir. Vekaletle kurban sayısının artmasıyla paralel olarak ülkemizde bayram günlerinin bir tatil imkânı oluşturmasının da etkisiyle turizm sektöründe yerli turistin en çok kurban bayram günlerinde görülmesine karşın, tatil yapan insanların hatırı sayılır bir kısmının tatil için gösterdikleri önem ve özveriyi kurban ibadetine göstermemesi üzücüdür.
“Vekaletle Kurban” tercihinde dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise, ülkemizde genel olarak birçok dini organizasyonda görev alan kimselerin ilgilendiği alana dair gerekli olan dînî bilgilerden ve hassasiyetten yoksun olduğu gerçeğidir. Bu nedenle ibadetin sıhhati açısından vekaletle kurban tercihinde organizatörlerin işin dini boyutuna ne kadar hâkim olduğu ve güvenirliği sorgulanmalı ve buna göre tercihte bulunulmalıdır. Yakın zamana kadar vekaletle kurban ve dine hizmet adı altında binlerce insanımızın kurban paralarının köpüklü havuz partilerinde, dine ve vatana ihanette kullanıldığı unutulmamalıdır.
Son Bir Hatırlatma:
Kurbanın ibadetinin geçerli olması için hayvanın kesilmesi ve kan akması şarttır. Bu nedenle kurbanın kesilmeyerek parasının lösemi hastaları gibi farklı yardım kuruluşlarına veya fakirlere bağış olarak verilmesiyle kurban ibadeti yerine getirilmiş olmaz. Çeşitli yardım kuruluşlarına Allah rızası için bağışta bulunmak çok güzel bir eylemdir. Fakat bu bağışlar vacip olan bir ibadete alternatif değil ayrı bir ibadettir. (Konuyla ilgili ayrıntılı açıklama için https://kurul.diyanet.gov.tr/Cevap-Ara/674/kurban-kesmek-yerine-sadaka-vermekle-bu-ibadet-yerine-getirilmis-olur-mu-?enc=QisAbR4bAkZg1HImMxXRn5PJ8DgFEAoa2xtNuyterRk%3d )
Sonuç olarak tüm ibadetlerde olduğu gibi kurban ibadetinin de yalnız ve yalnız Allah Rızası niyetiyle, samimiyet içerisinde, gerekli özveri gösterilerek, kural ve kaidelerine riayet ederek yapılması gerekir. Bu gerekliliğe uygun olarak kurbanları kesmek ve kurban etini ihtiyaç sahipleri ile paylaşmak, büyük gecelerden sayılan bayram gecesini ibadetle geçirerek Arafat’ta hac vazifesini ifa eden milyonlarca kardeşimizin duasına icabet etmek, bayramlarda hasta, yaşlı ve akraba ziyaretlerinde bulunmanın yanında mezarlık ziyaretleri ile ölmüşleri de yad etmek, özellikle yaşlıların duasını alıp çocukları sevindirerek Allah’ın Rızasını kazanmaya vesile aramak kurban bayramı günlerini adeta manevi bir fırsata dönüştürmektedir. Cenab-ı Hakk bizleri ve cümle İslâm alemini fırsatı değerlendirebilen kullarından eylesin. İbadetleriniz mebrûr bayramınız Mübarek Olsun…
Şehabeddin Mahir TUNA
İlahiyatçı Yazar
Görüş ve önerileriniz için: sehabeddinmahir@gmail.com